Risale-i Nurlardan aldığımız en büyük bir ders şudur ki, Cenab-ı Allah’tan sonra yine Allah namına en çok minnet duymamız gereken varlık, Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam efendimizdir. Onun mübarek siyerini öğrenmek, onun manevi şahsiyetinin büyüklüğünü öğrendikten sonra en önemli bir vazifemizdir. Bize kahraman olarak yutturdukları çizgi film ve sinema karakterlerinden veyahut futbolculardan veyahut dünyaca meşhur kişilerden çok daha yüksek bir konuma oturtmamız gereken ve sevip saymamız gereken en büyük insandır. Tüm varlıkların yaratılma sebebidir. İnsanoğlunun şerefidir. Böyle bir zatın hayatını bilmeyip, az önce saydığım tarzdaki insanları takip etmek ne kadar alçak bir durumdur. Allah bizi muhafaza eylesin. Eğer zamanında böyle bir hataya düşmüşsek, Cenab-ı haktan af dileyip bu hatamıza keffaret olarak bugünden sonra Peygamber efendimizi (sav) tanımak için ciddi gayret göstermeliyiz.
Zeyd Bin Harise’yi Azad Etmesi Zeyd b. Harise, Kelb Kabîlesne mensuptu. Henüz sekiz yaşlarında küçük bir çocuk iken, annesiyle beraber gittiği akrabalarının yanında, bir başka kabilenin baskını sırasında esir alınmıştı. Esirler pazarından da, Hz. Hatice’nin …
Efendimizin Hz. Hatice’yle Evlenmesi Hz. Hatice, Kâinatın Efendisini çocukluğundan beri tanıyordu. Ticaret mallarının başında Şam’a göndermesi ise, onu daha da yakından tanımasına vesile olmuştu. Dul olan Hz. Hatice, o sırada, Kureyş kadınları arasında soy sop, …
Mekke halkının meşguliyetleri başında ticaret geliyordu. Ebû Tâlib de bir müddet ticaretle uğraştı. Ancak, kıtlık kuraklık yıllarının baş göstermesi, kabîle savaşlarının birbirini takib etmesi ve aile efradının fazla oluşu gibi sebepler yüzünden ticaret yapabilecek mâlî …
Peygamber Efendimiz, 20 yaşında. Son Ficar Harbinde, çok kimse hayatını kaybetmiş, oluk oluk kan akmıştı. Bununla, Arab kabileleri arasındaki düşmanlık duygusu daha da bilenmişti. Her an basit sebepler yüzünden büyük hâdiseler çıkabilir, adam öldürülebilir, kabileler …
Ebû Tâlib, bütün bu olup bitenlerden sonra nur yüzlü yeğeni Peygamberimizden âdeta ayrılmaz bir parça hâline gelmişti. Kendisinde gittikçe kuvvet peyda eden kanaat şuydu: “Bu yeğenim, ileride büyük ve mühim bir şahsiyet olacaktır!” Bu sebeple, …
Kâinatın Efendisi 12 yaşına girmişti. Akranları arasında artık farklı beden ve sîmaya sahipti. Sîması etrafa pırıl pırıl nurlar saçıyordu. Gönlü huzur doluydu. Onu yanında barındıran Ebû Tâlib ise, o sırada büyük bir geçim sıkıntısı içinde …
PEYGAMBERİMİZ DEDESİ ABDÛLMUTTÂLİB’İN HİMAYESİNDE Altı yaşında iken annesini kaybeden Peygamber Efendimizi, yaşlı dedesi Abdûlmuttâlib himayesine aldı. Kureyş’in reisi Abdûlmuttâlib de nur-u Ahmedî’den nasibini almıştı. O nur kendisine çok üstün meziyet ve sıfatlar kazandırmıştı: Uzun boyu, …
