Risale-i Nurlardan aldığımız en büyük bir ders şudur ki, Cenab-ı Allah’tan sonra yine Allah namına en çok minnet duymamız gereken varlık, Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam efendimizdir. Onun mübarek siyerini öğrenmek, onun manevi şahsiyetinin büyüklüğünü öğrendikten sonra en önemli bir vazifemizdir. Bize kahraman olarak yutturdukları çizgi film ve sinema karakterlerinden veyahut futbolculardan veyahut dünyaca meşhur kişilerden çok daha yüksek bir konuma oturtmamız gereken ve sevip saymamız gereken en büyük insandır. Tüm varlıkların yaratılma sebebidir. İnsanoğlunun şerefidir. Böyle bir zatın hayatını bilmeyip, az önce saydığım tarzdaki insanları takip etmek ne kadar alçak bir durumdur. Allah bizi muhafaza eylesin. Eğer zamanında böyle bir hataya düşmüşsek, Cenab-ı haktan af dileyip bu hatamıza keffaret olarak bugünden sonra Peygamber efendimizi (sav) tanımak için ciddi gayret göstermeliyiz.
Sevgili Peygamberimiz, sekiz yaşında… Dedesi tarafından kendisine koruyucu olarak tâyin edilen amcası Ebû Tâlib’in himayesinde. Ebû Tâlib, son derece merhametli bir insandı. Fakat, oldukça fakirdi. Mekke etrafında yayılan ve şehre getirilince sütünden faydalanılan birkaç devesinden …
HEM ANNEDEN, HEM BABADAN YETİM! Nur yüzlü Kâinatın Efendisi, artık hem babadan yetim, hem de anneden öksüz idi. Fakat, onun hakikî muhafızı ve hâmîsi vardı. O Hâfız, onu ömrü boyunca kusursuz muhafazası ve eksiksiz murakabesi …
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ANNESİNE GETİRİLMESİ! Saadet Güneşi, ömrünün dört yılını geride bırakmış, oldukça gürbüzleşmiş ve gelişmişti. Zâtında görülen gariblikler, hele göğsünün yarılması hâdisesi, Hz. Halime’yi bütün bütün düşündürmeye ve telâşlandırmaya başladı. Hattâ, artık endişe duyuyordu. Canı …
Bütün bu garibliklerden sonra, Halime ve kocası, yurtlarına vardılar. Artık, nur yüzlü Kâinatın Efendisi, Sa’d Oğulları yurdundaydı. O sırada, Sa’d Oğulları beldesinde müthiş bir kıtlık ve kuraklık hâkimdi: Bereketi kesilmiş topraklar, susuz kuyu ve çeşmeler, …
Efendisine kavuşan kâinat artık şen idi. Beşeriyetin kalbine nur ve huzur sunacak zâtı sinesinde barındıran Arabistan’ın kalbi, sevincinden âdeta duracak gibiydi. Kâinatın eşsiz hâdisesine sahne olan Mekke, âdeta ulvî âlemlere uçmak istiyormuşçasına heyecanlı ve mesrur …
Dünyaya Teşrifleri Sırasında Meydana Gelen Hârika Hâdiseler Kâinatta en büyük hâdise, hiç şüphe yok ki, Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dünyaya teşrifleri hadisesidir. Çünkü, hilkat ağacının çekirdeği odur. Kadîr-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş …
Yeryüzünü manevî bir karanlık kaplamıştı. Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden âdeta mateme bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalbler idi. Kalb ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de iştirak etmiş, sanki umumî yas …
