Okuma süresi: 3 Dakika
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَ بِه۪ نَسْتَع۪ينُ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
وَ الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰٓى اٰلِه۪ وَ صَحْبِه۪ٓ اَجْمَع۪ينَ
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikatı nefsimle beraber dinle. Çünki ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim sekiz sözü biraz uzunca nefsime demiştim. Şimdi kısaca ve avam lisanıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin. Devamını okuyabilirsiniz.
Üstadımız Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur’a başlangıcı, her dinî eserde olduğu gibi; Besmele, Hamdele ve Salvele ile yapıyor. Bu üçü herhangi bir dinî eserin başında bulunan ayrılmaz üçlüdür. Yalnız burada dikkatimi çeken şey, besmeleden sonra besmelenin “b”sinde manası olan “istianeyi” ayrıca zikretmiş. “Ve bihi nestain” diyerek hususî olarak Allah’tan yardım niyaz etmiş.
Birinci sözde anlatacağı en büyük bir hakikat olan “Bismillah” hakikatinden önce, bir mukaddime yapıyor ve diyor ki; Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Ben ise nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç bildiğimden daha önce ayet-i kerimelerden aldığım dersimi farklı bir tarzda tekrar kendi nefsimi muhatap ederek söyleyeceğim. Kim isterse kendime okuduğum bu dersi benimle beraber dinlesin.
Risale-i Nur’daki böyle bir üslup, insanı risalelere bağlayan en önemli hususlardan biridir. Niçin bu tarz bir üslup ile ders verdiğini Kastamonu lahikasında şöyle diyor.
“Risalet-ün Nur, en evvel tercümanının nefsini iknaa çalışır, sonra başkalara bakar. Elbette nefs-i emmaresini tam ikna’ eden ve vesvesesini tamamen izale eden bir ders, gayet kuvvetli ve hâlistir ki, bu zamanda cemaat şekline girmiş dehşetli bir şahs-ı manevî-i dalalet karşısında tek başıyla galibane mukabele eder.“
Nasıl ki üstadımız kendi nefsini herkesten ziyade nasihata muhtaç görüp bu hakikatleri öyle neşretmiş. Öyle de bize düşen, bu hakikatlari başkasına ulaştırma hizmetinde bilmemiz gereken ilk husus, evvela kendi nefsimize hitap ederek nefsimizi terbiye etmeye çalışacağız. Onun için iman hizmetini, evvela nefsimiz için yapacağız. Nefsimize hizmette ne kadar kusur etsek, başkalarına yapacağımız hizmet o kadar kusurlu olur.
Sekiz hikayecikler ile bahsettiği sekiz söz, diğer bütün risaleler gibi Kuran’dan ve Kur’an’ın hakiki müfessiri olan hadis-i şeriflerden aldığı derslerdir. Bu kısa sekiz sözü daha önce kendi nefsime uzunca demiştim dediği yer, “Nurun ilk kapısı” adıyla bilinen “Nokta” risalesinin üçüncü kısmıdır. Oradaki sıra, “Sözler” kitabındaki sıraya göre değildir.
Selam ve dua ile…
Maşallah