Sevgili Peygamberimiz, sekiz yaşında… Dedesi tarafından kendisine koruyucu olarak tâyin edilen amcası Ebû Tâlib’in himayesinde. Ebû Tâlib, son derece merhametli bir insandı. Fakat, oldukça fakirdi. Mekke etrafında yayılan ve şehre getirilince sütünden faydalanılan birkaç devesinden …
Peygamber
Peygamber Efendimizin (asm) Anne ve Babasının Erken Vefat Etmeleri
HEM ANNEDEN, HEM BABADAN YETİM! Nur yüzlü Kâinatın Efendisi, artık hem babadan yetim, hem de anneden öksüz idi. Fakat, onun hakikî muhafızı ve hâmîsi vardı. O Hâfız, onu ömrü boyunca kusursuz muhafazası ve eksiksiz murakabesi …
Peygamber Efendimizin (asm) Annesine Getirilmesi ve Annesinin Vefatı
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ANNESİNE GETİRİLMESİ! Saadet Güneşi, ömrünün dört yılını geride bırakmış, oldukça gürbüzleşmiş ve gelişmişti. Zâtında görülen gariblikler, hele göğsünün yarılması hâdisesi, Hz. Halime’yi bütün bütün düşündürmeye ve telâşlandırmaya başladı. Hattâ, artık endişe duyuyordu. Canı …
Peygamber Efendimiz (asm) Sa’d Oğulları Yurdunda
Bütün bu garibliklerden sonra, Halime ve kocası, yurtlarına vardılar. Artık, nur yüzlü Kâinatın Efendisi, Sa’d Oğulları yurdundaydı. O sırada, Sa’d Oğulları beldesinde müthiş bir kıtlık ve kuraklık hâkimdi: Bereketi kesilmiş topraklar, susuz kuyu ve çeşmeler, …
Peygamber Efendimizin (asm) Sütanneye Verilmesi
Efendisine kavuşan kâinat artık şen idi. Beşeriyetin kalbine nur ve huzur sunacak zâtı sinesinde barındıran Arabistan’ın kalbi, sevincinden âdeta duracak gibiydi. Kâinatın eşsiz hâdisesine sahne olan Mekke, âdeta ulvî âlemlere uçmak istiyormuşçasına heyecanlı ve mesrur …
Peygamber Efendimizin (asm) İrhasat Mucizeleri
Dünyaya Teşrifleri Sırasında Meydana Gelen Hârika Hâdiseler Kâinatta en büyük hâdise, hiç şüphe yok ki, Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dünyaya teşrifleri hadisesidir. Çünkü, hilkat ağacının çekirdeği odur. Kadîr-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş …
Peygamber Efendimizin (asm) Dünyaya Teşrifleri
Yeryüzünü manevî bir karanlık kaplamıştı. Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden âdeta mateme bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalbler idi. Kalb ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de iştirak etmiş, sanki umumî yas …