Okuma süresi: 5 Dakika
“Bismillah” her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim, şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır. “Bismillah” ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak dinle. devamını okuyabilirsiniz.
Bismillah; Allah namıyla, onun namına iş yapmak demektir. Yapılan hangi bir iş olursa, o işi onun hesabına yapmak demektir. Onun namına yapılan işte hayır olur, bereket olur.
Zira Allah Baki’dir. Onun namına yapılan şeyler de beka bulur ve ahirette kişiye sonsuza kadar faydası olur. Aksine onun namıyla yapılmayan işten hayır gelmez, bereketsiz olur. Nitekim Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: “Besmele ile başlanmayan her önemli iş sonuçsuz kalır.”1
Hayırlı işler ahirete bakıyor ve asıl berekete ihtiyacımız olan yer ahiret yurdudur. Evet bu dünyada yaptığımız her iş geçmişte kalıyor. Her şey geçici ve fanidir. Oysa ki bizim ruhumuz, Allah’ın baki kılmasıyla baki olduğu için yaptığımız işlerin de baki(kalıcı ve sonsuz) olmasını isteriz. Hatta çoğu kimse fotoğraf çekerken “bu anı ölümsüzleştirelim” niyetiyle fotoğraf çekmesi veya yaptığı sanat eserlerini kayıt altına alma çabası vs. gibi durumlar hep bu isteğin neticesidir. Fakat ruhumuzu baki yapan Zat kim ise, baki olmasını istediğimiz işlerimizi de baki yapacak Zat aynıdır.
İşte o Zatın namına yapılan işler haricinde hangi şey olursa olsun, velev ibadet dahi olsa o şey kişiye hayır getirmez. Aksine dünyada elem, ahirette ise ceza getirir. Bundan dolayı her hayrın başında Besmele vardır ve olmalı. Yemek yemeye başlamadan önce, evden çıkmadan, eve girerken, elbiseyi giyerken, arabaya binerken, bir eşyayı kaldırırken… daha nice gündelik işlerimizin başında “Bismillah”ı demeliyiz. Böylelikle gündelik işlerimizi bile hayırlı birer işe döndürmüş oluruz.
Tabi ki, “Bismillah” kelime-i kudsiyesi o kadar sırlı bir kelimedir ki, dünyaya ait işlerimize de bakar ve onların kolaylaşmasına sebep olur. Bunun örnekleri çoktur. Bir örneği Peygamber efendimizin (asm) bir mucizesidir. Yahudi bir kadın bir keçi pişirip zehirlemiş. Peygamber efendimiz (asm) ve sahabe efendilerimize buyur etmiş. Keçi Peygamber efendimize (asm) zehirli olduğunu haber vermiş. Peygamber efendimiz (asm) sahabelere “Bismillah” deyip öyle yiyiniz, buyurmuş. Zehir etki etmemiş. Besmele çekip suyun üstünde yürüyenlerin, çok ağır şeyleri kaldıranların örnekleri tarihte çoktur.
Demek hakiki bir şekilde “Bismillah” çekmekle yukarıdaki gibi harikalıklara mazhar olunabilir. Fakat her besmele çekilen işte böyle harikalık beklemek doğru olmaz. Onun için Besmeleyi sırf dünyevi işlerimizin kolaylığı için çekmek ihlâsı bozacağından hem o etki görülmez hem de hayırdan asıl maksad olan uhrevî fayda görülmez. Onun için Besmele sırf ibadet için çekilir. İbadetin meyvesi ahirettedir. Dolayısıyla bu açıdan bakılınca her hayrın başında Bismillah vardır. Çünkü Allah namına olmayan işte hayır yoktur ve sonuçsuzdur. Ahirette bir karşılığı olmayaktır.
“Biz dahi başta ona başlarız.” Yani Besmelenin anlam ve önemini anlatmaya başlarız. “Biz dahi” demesinden kasıt, şu olsa gerektir. Başta Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselam olmak üzere bütün İslam alimlerinin anlattıkları en birinci hakikat bu olmuştur. Yani Allah’ın namına hareket etmenin önemini ve neticesini anlatmışlardır. Bundan dolayı üstadımız da en başta bu hakikatı anlatmaya başlamış.
“Bil ey nefsim” Bir önceki yazımızda söylediğimiz şeyi hatırlarsınız. Üstadımız bu hakikati kendi nefsine hitap ederek anlatmış. Üstadımızın nefsi bizim nefsimizden (kendi tabiriyle) daha asi olması ve buna rağmen anlattığı hakikatlar karşısında teslime mecbur olması, bizim nefsimizi de ,eğer muhatap olabilirsek, teslime mecbur olmasını kolaylaştırıyor.
“şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır.” Nasıl ki, askeriyede rütbeli askerlerin, normal askerlerden farkı belli olsun diye; onlara bazı nişanlar takılır. Öyle de bir müslümanın diğer insanlardan farkı belli olsun diye müslümanın bazı nişanları vardır. Bunlardan biri de, belki en önemlilerinden biri Besmeledir. Çünkü Bu mübarek kelimeyi sadece müslüman olanlar kullanıyor. Böylelikle müslüman olan ile olmayan arasındaki mühim bir fark, Besmele ile hareket etmektir.
Bununla beraber, Allah namına hareket edenler yalnızca müslümanlar değildir. Hatta bütün mevcudat, hal dilleriyle Besmeleyi kendilerine vird edinmişler, sürekli olarak Besmele ile hareket ediyorlar. Allahu Ekber, çok büyük bir hakikatten bahsetti. Tüm varlıklar, Besmele ile hareket ediyormuş. Bunun cevabını ilerleyen kısımlarda veriyor. Merak eden varsa, ana metnin devamını okusun veya o kısmı anlatan yazımıza gitsin.
“Bismillah” ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak dinle.” İnşaallah bir sonraki yazımızda bu temsilî hikayecik ile birlikte “Bismillah”ın iki önemli özelliği üzerinde duracağız. Yazımıza gidin.
Selam ve dua ile…
- bk. İbn Mâce, hadis no: 1894; Feyzu’l-Kadir, V, 13. ↩︎
Maşaallah, besmele ne kadar önemli bir şeymiş. İnşaallah hayatımın merkezine koyacağım